a l i r ı z a u r l u f o r u m
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dökümental Kaynaklar vs


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 3

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 3 Empty Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 3 C.tesi Şub. 07, 2009 4:27 pm

alirızaurlu

alirızaurlu
Admin

CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI 3

Halikarnas BALIKÇISI
Asıl ismi Cevat Şakir Kabaağaçlı olan yazarımız, deniz edebiyatının ünlü hikaye ve romancısıdır. Halikarnas Balıkçısı bir yeni çığırdır, bir güzel düşüncenin başlangıcıdır bizim için. Anadolu’nun eski uygarlıklarını, bilinmezliklerini, Anadolu’yu, Anadolu insanını, kendimizi onlarda bulacağımızı, ilk uygarlık ürünlerinin, gerçek düşüncenin, bilimin Anadolu topraklarında filizlendiğini, boy attığını ondan öğrendik. Eski Anadolu insanı ile günümüz insanı arasında kopmayan, için için sürüp giden güçlü bir bağın bulunduğunu bize o anlattı.
Anadolu’nun her bucağında canlı bir öykünün bir mitolojinin (efsane) yaşadığına inanır. Hikayelerinde sular konuşur, ırmaklar söyleşir, pınarlarla denizler gülüşür. Onun dünyasında ağa, paşa, bilgin, soylu, gibi yalancı ayrışmalar değil, yaşayan her tür insan vardır. Bu bakımdan o hümanisttir.
Yazı hayatına gazetelere yaptığı çevirilerle giren sanatçı, yaptığı bir çeviri yüzünden İstiklal Mahkemeleri’ne düşmüş ve ceza olarak Bodrum’a sürülmüştür. Bütün hikaye ve romancılığı orada başlar. Romanlarının tümünde Ege’yi ve oranın insanlarını anlatır.
Sanatçının en tanınmış eserleri Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç Ali Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri adlı romanları, Ege Kıyılarından, Merhaba Akdeniz, Egenin Dibi, Gülen Ada adlı hikaye kitapları, Anadolu Efsaneleri, Anadolu Tanrıları adlı mitolojik eserlerdir.

Sait Faik ABASIYANIK
Hikayeciliği meslek edinen ve modern Türk hikayeciliğinin en önemli temsilcilerinden biridir. Özellikle denizle ilgili hikayelerinde başarılıdır. Hikayelerinde serim-düğüm-çözüm gibi klasik bölümler bulunmaz. En küçük bir olayı bile hikayeleştirebilir.
Sait Faik, gözleme değer vermiş, olayları, kişilerin davranış ve konuşmalarını gözlemlerine dayanarak sergilemiştir.
Yaşamı gibi anlatımında da özgürlüğü yeğlemiştir. Dil ve anlatımdaki kimi cümle ve sözlerde kurallara uymama, yabancı ve uygunsuz sözcükleri seçme onun bu yönüne verilebilir. Bunlara bir de görünüşte realist olan yazarın psikolojik tahlillerde sürrealist bir çizgiye varması da eklenebilir.
Yazar, hayatı bir bütün olarak kavramak ve anlatmak istemiştir. İnsanın yaşadığı, yaşayabileceği hiçbir duyguya kapalı kalmamıştır. Her duyguda sevginin taşıyacağı gerçek ahlakı savunmuştur. Yaşadığının bedelini ödeyen bir insanın onurlu ahlakını savunmuştur.
Hikayelerindeki şahıslar görünüşleriyle iç dünyaları farklı kişilerdir. Sert, aksi, donuk, nüfuz edilemez görünmek isterler. Ruhlarının derinliklerinde ise çocukluğu, temizliği, yakınlığı saklarlar.
Yazar, İstanbul’un sokaklarında, meydanlarında dolaşır, kahramanını arar. Onu kalabalıkların içinde, köşebaşı kahvesinde, yolcu vapurlarının güvertesinde bulur. Onun yaşam yollarını kendi düşüncelerinde bulur. Okuyucuyla yazar arasında bir dostluk kurulur öykülerinde. Bunu, sıcak dili ve onlardan biri olduğunu göstererek başarmıştır.
Edebiyatımıza birçok hikaye kazandırmıştır. Semaver hikayesinde bir fabrika işçisinin basit hayatını anlatır. Şahmerdan ve Sarnıç hikayelerinde Adapazarı’ndan, Avrupa’daki günlerinden izlenimler yer alır. Son Kuşlar’da kuş avcılığını meslek edinen acımasız bir Rum’dan söz eder. Diğer hikayeleri Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Kumpanya, Havada Bulut, Alemdağ’da Var Bir Yılan adlarını taşır.
Yazarın ayrıca Medar-ı Maişet Motoru, Kayıp Aranıyor adlı romanları da vardır.
Şiir türünde de eser veren sanatçının şiirleri serbest biçimdedir ve biraz sürrealisttir.
Şimdi Sevişmek Vakti adlı şiir kitabı vardır.

Sabahattin EYÜBOĞLU
Kültür dünyamızda benzerine kolay rastlanamayacak kişiliklerden biriydi. Onun önemi geride bıraktığı yapıtlarından çok, kişilik özellikleri, çalışma biçimiyle benzersiz oluşuydu.
Sanatsal yaratıcılığın, kaçınılmaz olarak bireyciliği öne çıkarmasına karşın o kendini birey olarak öne çıkaracak eylemlerden geri durarak, ileri adımları hep başkalarıyla birlikte, yanına o işin kimi zaman heveslilerini, kimi zaman ustalarını alarak gerçekleştirmeyi yeğledi, paylaşmadan aldığı tatla...
Sabahattin Eyüboğlu bir şairdi. Kendini şiire verse, çağdaş şiirimizin önemli adlarından biri olurdu, ama hiç şiir yazmadı. İçindeki şiir, yaptığı şiir çevirilerinde, düz yazılarında ortadadır. Sabahattin Eyüboğlu, bir deneme - eleştiri ustasıdır.
Ele aldığıkonuları, berrak, ışıldayan bir Türkçeyle, okumanın bir güzellik, bilginin bir gereksinim olduğunu duyurarak işlemiştir.
Gelgelelim yaşamı boyunca yayımladığı, Mavi ve Kara adlı incecik bir kitaptan başka deneme kitabı yayımlamamış, çoğu gazete ve dergi sayfalarında kalan deneme yazıları ölümünden sonra bir araya getirilerek yayımlanabilmiştir.

GARİPÇİLER
1940 sonrası Türk şiirinde önemli izler bırakan Garip akımını Orhan Veli kurar. Ona Oktay Rıfat ve Melih Cevdet destek verir.
Bu akıma göre şiirde basitlik ön plandadır. Şiir hayata yaklaştığı sürece başarılıdır. Vezin, kafiye, nazım şekli şairin elini kolunu bağlayan gereksiz unsurlardır. Şiir serbest olmalı hayatın canlılığını yansıtmalıdır. Şiirin ahengini sağlayan, bu bağlar değil sözcüklerdir. Şiirde mecazlı söyleyişlerden kaçınılmalıdır. Sanatlar, şiire bu zamana kadar bir şey kazandırmamıştır. Şiir, yüksek zümrenin malı olmaktan çıkarılmalıdır. Yeni şiirin beğenisi mutlu sınıfı oluşturanların değil bir lokma ekmek için didinenlerin şiiridir. Onlara hitap edecektir.
Şiiri en öz, en yalın halde bulmak için bilinç altına yönelen Garipçiler kendilerinin sürrealist akıma yaklaştığını söylemişlerdir.
Garipçilerin şiir anlayışları şiir dünyasına bomba gibi düşmüş, eleştirenler olduğu gibi destekleyenler de olmuştur. Ancak şiirin bu kadar basit olmadığını savunanlar sonunda haklı çıkmış, önce Oktay Rıfat ve Melih Cevdet kapalı, imgesel şiire yönelmiştir.

Orhan Veli KANIK
Şiir görüşlerini yukarıda söylediğimiz sanatçı, şiirlerinde sağladığı ahenkle etkili olmuştur. Süleyman Efendi’nin nasırıyla ilgili şiiri alay konusu olmuş, o ise bunun Sultan Süleyman’a yazılanlardan farklı olmadığını savunmuştur. Onun şiirlerinde yaşayışındaki avarelik görülür.
Ölümünden sonra “Bütün Şiirleri” adıyla yayınlanan şiirleri, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı adlarıyla yayınlanmıştır.
Bunların dışında manzum olarak yazdığı La Fontaine Masalları, Nasreddin Hoca Hikayeleri vardır. Düzyazılarının çoğu Yaprak dergisinde yayınlanmıştır. Tercüme şiirleri de vardır.

Oktay RIFAT
Şiiri toplum dertlerine çare arayan bir uğraş olarak görür. Orhan Veli’nin ölümünden sonra halk için sanattan biraz ayrıldığı görülür. Folklora, halk deyimlerine yer verir. Fabllere yönelir.
Şiirlerinde çocukluk anılarına ve çocuksu duygulara büyük yer veren sanatçıda realist ve sürrealist çizgiler birliktedir.
Şiirden başka tiyatro alanında da eserler veren sanatçının Kadınlar Arasında adlı eserinde mirasyedi bir paşa oğlunun yoksul bıraktığı annesi konu edilir. Oyun İçinde Oyun adlı tiyatroda ise Karagöz ve Ortaoyunu’ndan alınan konuları işlemiştir. Bunların dışında oynanan ancak yazıya geçirilmeyen eserleri de vardır.

Melih Cevdet ANDAY
Biçim ve içeriğiyle çok değişik özellikler gösterir. 1940'ların açık anlaşılır dili, 1950'lerden sonra imgelerle yüklü kapalı bir dil halini alır. Sözcük seçiminde dil devrimi ilkelerine uyar ve gerektiğinde kendisi sözcük üretir.
İlk şiirlerinde görülen romantik özelliklerden sıyrılarak, şiiri duygulardan çok aklın egemenliğe, güzel günlerin özlemine bırakır. Söz oyunlarından kaçar, yalın bir dili işler. Düzyazılarında, çoğunlukla yoğun bir düşünce, şiirsel, esprili, özlü bir dili vardır. Dizelerinin toplumcu, somut yapısı duygularını mantıksal bir güçle düzyazıya sürükler.
Fıkra, makale, deneme, çeviri, gezi, roman, tiyatro, türlerinde yazmakla beraber ısrarla şiir üzerinde durur. Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Yan Yana, Kolları Bağlı Odysseus, Göçebe Denizin Üstünde, Teknenin Ölümü gibi şiir kitapları; Doğu-Batı, Konuşarak, Yasak adlı denemeleri; Aylaklar, Raziye adlı romanları; gezi yazıları, tiyatro yazıları vardır.
• • •
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
Aslında bir ressam olan sanatçı, halk kültüründen büyük esinlemeler taşır. Şiirde biçim, ölçü, uyak kaygısından uzaktır. Dizeleri yalnız söyleyişe uygun düşen doğallıkla yazılır. Gözlemlerinden, halkın deyişlerinden, beğenisinden aldığı motifler içtenlik ve coşkuyla kaynaşarak şiir haline gelir.
Ressamlığın verdiği bakış açısıyla şiirde renklerle tablo çizilir. Mesela, halk şiirine, deyişlere duyduğu hayranlık şiirlerinde kendine özgü bir bileşimle ortaya çıkar, uzun süre akıldan çıkmayacak, her fırsatta hatırlanacak dizeler oluşturur.
Şiirlerini Yaradana Mektuplar, Karadut, Tuz, Dol Karabakır Dol, Yaşadığım Aşklar adıyla yayımlamıştır. Deneme, söyleşi ve gezi yazılarını Canım Anadolu ve Tezek adlarıyla kitaplaştırmıştır.
Çoğu plastik sanatlarla ilgili sanat yazıları ise Deli Fişek, Resme Başlarken adlarıyla kitaplaştırılmıştır.

Necati CUMALI
Sanatçı şiir, hikaye, roman, tiyatro gibi türlerde eser vermiştir. Sanata şiirle başlamış sonra düzyazıya geçmiştir. Yaşama sevinciyle yüklü, günlük izlenimlerin özelliklerini anlatırken, köylüyü, halkı, Anadolu’nun çaresizliklerini de konu olarak işlemiştir.
Yazar, çoğu zaman iyi tanıdığı insanları yazmayı amaçlamıştır. Süssüz, mecazsız, duru, iç ve dış gözlemi kuvvetlice yansıtan bir dili vardır. Sağlam bir konuşma diliyle yazdığı şiirlerinde kısa dizeler kullanmaya özellikle özen gösterir. Şiirlerinde ölçü ve kafiye kullanmamıştır.
Cumalı son yıllarda şiiri azaltmış, daha çok hikaye, oyun ve roman yazmıştır. Bunlarda, özellikle oyunlarda toplum dertlerini belli açılardan görmüş, çatışmacı bir yol izlemiştir. Nalınlar oyununda sosyal çatışmayı, Susuz Yaz adlı hikayesinde toplumsal gerçekçilerin üslup ve mücadele tarzlarını benimsemiştir.
Şiirlerini, Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin Şarkıları, Mayıs Ayı Notları, Güzel Aydınlık, Yağmurlu Deniz, Başaklar Gebe adlı kitaplarda toplamıştır.
Yazarın, Yağmurlar ve Topraklar, Zeliş, Acı Tütün, Aşk da Gezer, Dila Hanım adlı romanları ve Boş Beşik, Derya Gülü adlı tiyatro eserleri de vardır.

Behçet NECATİGİL
Bir arayış, yeni bir şiir dili kurma amacıyla ilk eserlerinden sonuncuya değin bir gelişme içinde olan şair, önceleri Orhan Veli grubunun kurduğu şiir yolunda gitmiştir.
İçe dönük kişiliğine karşın, şiirlerinde, kendi evinden başlayarak öteki evleri, sokağı, çevreyi giderek dış dünyayı ve toplumu, sorunlarıyla kavramaya, irdelemeye yönelmiş, algılamaya çalışmıştır.
Onun şiirinde değişen özellikler görülür. Önce doğal, yalın, sonra yer yer alaca ya da kapalı olan söyleyiş vardır. Şiirlerinde duygudan çok düşünce, sembol vardır. Bu yönüyle önceleri benzediği Garipçilerden tamamen ayrılmıştır.
İlk şiir kitabı Kapalı Çarşı’da şair geleneksel şiirin etkisindedir. Biçim, kafiye, ölçü vardır. Söz sanatlarına yer vermiştir.
Çevre’de biçimsel özgürlüğe geçmiştir. Yaşadıklarından, gözlemlerden yararlanmıştır.
Evler kitabında tamamen toplumsal olaylara değinmiş, küçük aileleri gözlemleriyle aktarmıştır.
Divançe adlı kitabında ise Necatigil modern yorumlarla gazel ve kasideler yazmıştır. Ancak bir süre sonra yönelimi değişmiş, oldukça kapalı felsefik şiirler yazmıştır. Bunların adları bile gariptir. İki Başına Yürümek, Belki Yazdı bunlardan birkaçıdır.
Asıl uğraşı şiir olan sanatçının radyo oyunları, edebiyat sözlükleri ve çevirileri vardır.

Cahit KÜLEBİ
Şiirde yeni bir romantizm oluşturduğunu söyleyen şair aslında çoğu zaman realisttir. Toplumcudur, hayale yer vermez. Şiirlerinin kaynağı milli sanattan gelir. Yurdun perişanlığını, Anadolu insanının bahtsızlığını, sefaletini bir ideoloji olarak sergileyen toplumculardan değildir. Anadolu’yu yadırgamamış, onu sevmiştir. Orhan Veli’nin alaycı, Fazıl Hüsnü’nün destansı, Behçet Necatigil’in kapalı şiirlerinin ortasında o açık, gerçekçi, iyimserdir.
Biçim yönünden serbestliği savunmuştur. Heceyi pek kullanmasa da kafiyeyi bir ses unsuru olarak çoğu zaman kullanmıştır. Şiirlerine halk deyişleri, halk türküleri bir alt yapı gibi sinmiştir.
Şairin, Adamın Biri, Rüzgar, ****** Kurtuluş Savaşında, Yeşeren Otlar, Süt, Şiirler, Yangın adlarında şiir kitapları vardır.
Şiirleri ve şiir üzerine düşüncelerini Şiir Her Zaman kitabında, anılarını Sevda Dolu Yolculuk adıyla yayınlamıştır.

https://alirizaurlu.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz