a l i r ı z a u r l u f o r u m
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dökümental Kaynaklar vs


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Mantık Ders Notları 1

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Mantık Ders Notları 1 Empty Mantık Ders Notları 1 C.tesi Şub. 07, 2009 6:05 pm

alirızaurlu

alirızaurlu
Admin

Tümdengelim (Dedüksiyon) : Zihnin genel yargılardan özel sonuçlar çıkarmasıdır.
Doğruluk değeri kesindir.
Bütün doğru ise parça da doğru olmak zorundadır.

Tümevarım (Endüsksiyon) : Zihnin tek tek olgularla ilgili yargılardan hareket ederek genel sonuçlara ulaşmasıdır. Doğruluk değeri olasılıklıdır.

Anoloji (Andırma) :
Anoloji, zihnin özelden özele sonuç çıkarmasıdır.
Doğruluk değeri olasılıklıdır.

Aristoteles : Mantığı bir disiplin olarak kuran Aristotelestir. Aristoteles, Organon (Araç) adlı yapıtında doğruya ulaşmanın yöntemini ortaya koyar.

MANTIK İLKELERİ
Özdeşlik İlkesi
Bir şey ne ise odur. A, A’dır.
“Bekar, evli olmayandır.”

Çelişmezlik İlkesi
Bir şey hem kendisi, hem de başka bir şey olamaz. A, A olmayan değildir.
“Bir bekar aynı anda hem bekar hem de evli olamaz.”

Üçüncü Halin İmkansızlığı
Bir şey ya vardır ya da yoktur. Üçüncü bir hal olamaz.
“Şu insan ya ölüdür ya da sağdır.”

Yeter Neden ilkesi
Yeterli görülen neden, yargının doğruluğunun dayanağıdır.

YORUM: Çelişmezlik ilkesi sorulduğunda genellikle “hem… hem…” kullanılır.
Üçüncü halin imkansızlığı sorulduğunda genellikle “ya… ya da…” kullanılır.

Kavram: Bir nesnenin zihindeki tasarımıdır.
Terim: Kavramın dil ile ifade edilmesidir.

Nelik : Tümel bir kavramın zihinde canlanan bireylerine denir.

Gerçeklik : Neliği olan kavramı, zihnin dışında karşılayan bireyler gerçekliktir.

İçlem : Bir kavramın içine giren bireylerin ortak özellikleri kavramın içlemini gösterir.

Kaplam : Bir kavramın içine aldığı bireylerin sayısı kavramın kaplamını gösterir.

Kaplam – İçlem İlişkisi : Özel bir kavramın, kaplamı az içlemi çok olur. “******” kavramının kaplamı az, içlemi çoktur. Genel bir kavramın kaplamı geniş, içlemi dardır. Genel bir kavram olan “insan” kavramının kaplamı çok, içlemi azdır.

İçlem arttıkça kaplam azalır.
Kaplam arttıkça içlem azalır.
Özelden genele gidildikçe içlem azalır, kaplam artar.
Genelden özele gidildikçe içlem artar, kaplam azalır.

Kaplamlarına (Niceliklerine) Göre Kavramlar :

Tümel Kavram : Bir kavram, kaplamına giren kavramların tümünü anlatıyorsa tümel kavramdır. “bütün”, “tüm”, “her”, “hepsi”, “hiçbir”, “insan”, “şehir”.

Tikel Kavram : Bir kavram, kaplamına giren bireylerin bir kısmını (bazılarını) ifade ediyorsa tikel kavramdır. “bazı”, “birkaç” , “bir kısım”, “kimi”, “çoğu”.

Tekil Kavram : Bir kavram, kaplamına giren bireylerden bir tanesini anlatıyorsa tekil kavramdır. “bu”, “şu”, “o”, “******”, “Ankara”.

“Bütün insanlar”, hiçbir çocuk”, “ağaçların tümü” (tümel kavramlar), “şu insan”, “bu çocuk”, “o ağaç”, “Everest Dağı (tekil kavramlar)

İçlemlerine Göre Kavramlar :
Basit Kavramlar : İçlemi az olan kavram basittir. Örneğin, “varlık” basit kavramdır.
Karmaşık Kavramlar : İçlemi çok olan kavram karmaşıktır. Örneğin, “şu ağaç” karmaşık kavramdır.

Bağıntılarına Göre Kavramlar :
Somut ve Soyut Kavramlar : Bir kavram, zihnin dışında var olan bir nesne ya da olayı gösteriyorsa somuttur. “insan”, “taş”, “mavi” gibi kavramlar somuttur. Bir kavram, bir kısım oluş ve bağıntıların sonucu zihinde oluşuyorsa soyuttur. “İnsanlık”, “iyilik”, “mavilik” gibi kavramlar soyuttur.

Kolektif ve Distribütif Kavramlar : Bir kavram, yalnızca bireyler grubunu ifade ediyorsa kolektiftir. Bir kavram, hem bireyler grubunu hem de o grup içinde tek bir bireyi ifade ediyorsa distribütiftir. Örneğin, “ordu” kavramı yalnızca bir grup bireyi anlatır, bu yüzden kolektiftir. “Asker” kavramı ise hem bir grup bireyi hem de grubun içindeki tek bir bireyi anlattığı için distribütiftir. Mutlak ve Bağıl Kavramlar : Bir kavramın gösterdiği nesne bir başkasına gerek duyulmaksızın anlatılabiliyorsa mutlaktır. Bir kavramın gösterdiği nesne başka bir nesneye göre tanımlanıyorsa bağıldır. Örneğin, “madde” kendi özellikleriyle, yani uzayda yer kaplayandır.” diye tanımlandığından mutlak kavramdır. Oysa “dayı” bir başka nesneyle, yani “annenin erkek kardeşidir.” diye anneye bağlı olarak tanımlandığından bağıl kavramdır.

Çelişik ve Karşıt Kavramlar : Biri diğerinin olumsuzu olan iki kavram arasında üçüncü bir ortak durum olamıyorsa iki kavram çelişiktir. Biri diğerinin olumsuzu olan iki kavram arasında üçüncü bir ortak durum olabiliyorsa, iki kavram karşıttır. Örneğin, “var” ve “var olmayan” kavramları arasında üçüncü bir ortak durum olmadığından, her iki kavram çelişiktir. “Siyah” ve “Beyaz” kavramları arasında gri tonlar olduğu için her iki kavram karşıttır.

Niteliklerine Göre Kavramlar :
Olumlu (Pozitif) Kavram : Bir nesne ya da olayda bir niteliğin olduğunu gösteren kavram olumludur.
Olumsuz (Negatif) Kavram : Bir nesne ya da olayda bir niteliğin olmadığını gösteren kavram olumsuzdur. Örneğin, “insan”, kavramı olumlu, “insan-olmayan” kavramı olumsuzdur.

UYARI : Olumlu ve olumsuz kavramların ölçütü anlam ya da içerik değil, biçimdir. Olumsuz kavramlar sonlarında, isimlerde olmayan “değil” ifadelerini, fiillerde “me”, “ma” eklerini almak zorundadır. O halde, “iyi” kavramı da “kötü” kavramı da olumludur. “İyi-değil” kavramı da, “kötü-değil” kavramı da olumsuzdur.

Kavramlar Arası İlişkiler : İki kavram arasında eşitlik, ayrıklık, tam girişimlik ve eksik girişimlik olmak üzere dört türlü ilişki kurulur.

UYARI : Birbirinin cins ve türü olan kavramlar tam girişimlik ilişkisi içindedir.

Eşitlik : İki kavramdan her biri diğerinin tüm bireylerini içine alıyorsa aralarında eşitlik ilişkisi vardır. Örnek :
√ Her konuşan, sosyal varlıktır.
√ Her soysal varlık, konuşandır.
√ İfadeleri mantığa uygun olduğundan “konuşan” ve “sosyal varlık” kavramları arasında eşitlik ilişkisi vardır.

Ayrıklık : İki kavramdan her biri diğerinin hiçbir varlığını içine almıyorsa aralarında ayrıklık ilişkisi vardır.
√ Hiçbir taş, kuş değildir.
√ Hiçbir kuş, taş değildir.
√ İfadeleri mantığa uygun olduğundan “taş” ve “kuş” kavramları arasında ayrıklık ilişkisi vardır.

Tam Girişimlik : İki kavramdan yalnız bir diğerinin bütün bireylerini içine alıyorsa aralarında tam girişimlik ilişkisi vardır.
√ Her bitki, canlıdır.
√ Bazı canlılar, bitkidir.
√ İfadeleri mantığa uygun olduğundan “canlı” ve “bitki” kavramları arasında tam girişimlik ilişkisi vardır.

Eksik Girişimlik : İki kavramdan her biri diğerinin bazı bireylerini içine alıyorsa aralarında eksik girişimlik ilişkisi vardır.
√ Bazı kadınlar, öğretmendir.
√ Bazı öğretmenler, kadındır.
√ İfadeleri mantığa uygun olduğundan “kadın” ve “öğretmen” kavramları arasında eksik girişimlik ilişkisi vardır.

Beş Tümel : Cins, tür, ayırım, özgülük ve ilinti adını alan beş tümelin kaynağı Porphyrios’un “İsagoji” adlı yapıtıdır. Beş tümel, “Porphyrios Ağacı” adı verilen varlık sınıflandırmasına dayanır.

Cins : Cins, “altında türlerin sıralandığı şeydir” diye tanımlanabildiği gibi, “gerçekleri farklı olan şeylere, bunlar denir diye sorulduğunda verilen yanıttır” biçiminde de tanımlanabilir. Örneğin, “domates, biber, patlıcan nedir?” diye sorulduğunda, “sebze” yanıtı cinsi gösterir. İçlem açısından bakıldığında “cins, özellikler yığınıdır.”

Cins Çeşitleri :
Yakın Cins : Bir türün hemen üstünde bulunan cins yakın cinstir.

Uzak Cins : Türün bağlı olduğu yakın cinsin daha üstünde bulunan cinsler uzak cinstir.
Porphyrios Ağacına göre “akıllı” nın yakın cinsi “duygulu”, uzak cinsleri ise “canlı”, “cismi olan” ve “cevherdir”.

Cins Dereceleri :
Üstün Cins : Sınıflandırmanın en üstünde yer alan ve üstünde başka cinslerin yer almadığı cinstir.
Aşağı Cins : Altında başka cins bulunmayan cinstir.
Orta Cins : Üstün cins ve aşağı cins arasında yer alan cinslerdir. Porphrios Ağacına göre “cevher” üstün cins, “duygulu” aşağı cins, “cismi olan” ve “canlı” orta cinstir.
Tür : Cinsin altında sıralanan şeylerdir. Gerçeklikleri farklı olan şeylere “bunlar nedir?”, diye sorulduğunda alınan yanıt türü gösterir. Cinsle karşılaştırıldığında içlemi çok olan şeyler türdür.

Tür Çeşitleri :
Özel tür : Yalnızca tür olup bir başkasının cinsi olmayan tür, özel türdür.
Göreli tür : Hem tür hem cins olabilen tür, göreli türdür.
Porphyrios Ağacına göre “akıllı” ve “akılsız” özel türdür. Çünkü, altlarında başka türler yoktur. “Duygulu”, “akıllı” ve “akılsız”a göre, “canlı” ya göre tür olduğundan göreli türdür. Aynı biçimde “canlı” ve “cismi olan” da göreli türdür.

Ayrım : Bir türün cinsinde bulunmayan özellikleri onun ayırımıdır. Yani türü cinsinden ayıran özelliktir. Örneğin, Porphyrius Ağacı’na göre “canlı” türü “cismi olan” cinsinden “üremek” özelliği ile ayrılıyorsa, “üremek” “canlı” nın cismi olan” dan ayrımıdır.

Özgülük : Ayrıma bağlı olarak bir türe özgü olan ve o türü kendisi yapan özellik özgülüktür. Örneğin, “konuşmak” yalnız “insan” türüne ait bir özellik olduğundan “insanın özgülüğüdür” Yine, “öğretmen olmak”, “gülmek”, “düşünmek” gibi özellikler insan türünün özgülüğüdür.

İlinti : Bir türün başka türlerle de paylaştığı özellikleri ilintisidir. Örneğin, “beslenmek” insan türünün ilintisidir. Çünkü hayvan ve bitki türlerinin de aynı özelliği vardır.

Tanım : Bir kavramın içlemsel özelliklerini anlatarak o kavramın ne olduğunun belirtilmesine tanım denir. Örneğin, “İnsan düşünen canlıdır.” ifadesi bir tanımdır.

Tanımın Koşulları :
Tanım tam olmalıdır. Tanım, kaplamına giren bireylerin tümünün ortak özelliklerini anlatmalıdır. “İnsan, yeşil gözlü canlıdır.” Tanımı yeşil gözlü olamayanları anlatamadığı için eksiktir. Tanım, açık olmayan kavramlarla yapılmamalıdır. Kullanılan kavramların yeniden tanıma ihtiyacı olmamalıdır. “İnsan, entelektüel bir canlıdır.” tanımında “entelektüel” kavramının da tanımlanmaya ihtiyacı vardır. Tanımda kısır döngü olmamalıdır. Tanım, kendine bağlı olarak bilinen bir şeyle tanımlanmamalıdır.

Tanımlanamayanlar : Bazı kavramların tanımını yapmak olanaksızdır. Örneğin;
Deneyin doğrudan verilerinin tanımı yapılamaz. Koku, renk, ses, tat tanımlanamaz.
Duyuların tanımı yapılamaz. Öfke, üzüntü, aşk, kin tanımlanamaz.
Üstün cinslerin tanımı yapılamaz. Cevher, zaman, mekan, birlik tanımlanamaz.

Önerme : Önerme, klasik mantığın üç önemli konusundan (kavram ve terim, önerme, kıyas) biridir. Önermeyi, tanımı, çeşitleri ve ilişkileriyle üç başlık altında inceleyeceğiz.

Önermenin Tanımı ve Yapısı : Yargı bildiren deyişlere önerme denir. Yargı ise iki fikir arasında ilişki kurmaktır. Bir deyişin önerme olabilmesi için;
En az iki terim ve bir bağdan oluşması gerekir. İki terimden biri özne (ad), diğeri ise yüklemdir.
Tebeşir beyaz dır.
Özne Yüklem Bağ

Önerme doğru ya da yanlış gibi bir doğruluk değerine sahip olmalıdır.
Doğru
Doğruluk değeri
Yanlış
Emir, istek, soru, duygu bildiren cümleler önerme değildir.
“Kalemi bana ver.” (emir cümlesi)
“Keşke üniversiteyi kazansa.” (istek cümlesi)

Önerme Çeşitleri : Önermeler, nitelikleri, nicelikleri, yani sayıları ve kiplikleri bakımından üçe ayrılırlar.

Yargının Niteliği Bakımından Önermeler :
Olumlu Önerme : Yüklemde öznenin onayladığı önermedir. Örnek : “Tebeşir beyazdır.”, “Ali okula gitti.”

Olumsuz Önerme : Yüklemin, öznede bir niteliğin bulunmadığını ifade ettiği önermedir. Örnek : “Tebeşir beyaz değildir.”, “Ali okula gitmedi.”

UYARI : Olumsuz önermeler biçim açısından isim cümlelerinin sonunda “değil”, fiil cümlelerinin sonunda “…me, …ma” olumsuzluk ekini taşımak zorundadır.

Yargının Niceliği (Sayısı) Bakımından Önermeler : Yargının niceliği, yani sayısı bakımından önermeler basit ve bileşik önermeler olmak üzere ikiye ayrılır.

Basit Önerme : Tek yargı bildiren önermeler basit önermedir. Basit önermelere kategorik ya da yüklemli önerme de denir. Kategorik önermeler altıya ayrılır.

https://alirizaurlu.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz