a l i r ı z a u r l u f o r u m
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dökümental Kaynaklar vs


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Sosyal Tabakalaşma-Toplumsal Kurumlar

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Sosyal Tabakalaşma-Toplumsal Kurumlar Empty Sosyal Tabakalaşma-Toplumsal Kurumlar C.tesi Şub. 07, 2009 6:26 pm

alirızaurlu

alirızaurlu
Admin

E. SOSYAL TABAKALAŞMA

Bir toplumda benzer yaşama tarzına sahip insanların oluşturduğu bütünlük sosyal tabaka olarak ifade edilir. Sosyal tabakaların içinde sosyal sınıflar yer alır. Sosyal sınıfı oluşturan bireyler meslek, gelir düzeyi, tüketim biçimi, sosyal statü, sınıf bilinci bakımından ortak özellik gösterirler. Buna göre bir toplumda sosyal tabakalar alt, orta, üst olarak gösterildiği gibi, bu tabakalar içinde memur, işçi, çiftçi, asker sınıfı yer alabilmektedir. Sosyal tabakalar içindeki sosyal sınıfları “tabakalaşma piramidi” ile gösterebiliriz.

1. Sosyal Tabakalaşma Türleri
İnsanların yaşama tarzına göre kademeli dizilişi, sosyal tabakalaşmayı meydana getirir. Ancak her toplumda geçerli olan sosyal değer ve normlar toplumların kendisine özgü tabakalaşma yapısını ortaya koyar.

a. Açık sınıf tabakalaşması: Sınıflar ve tabakalar arası geçişin demokratik kurallara göre serbest olduğu tabakalaşma tipidir. Bireyler eğitim düzeyleri ve yetenekleri ölçüsünde tabakalar ve sınıflar arasında geçiş yapabilmektedir. Yoksul bir aile çocuğunun okuyarak profesör olması buna bir örnektir.

b. Yarı açık sınıf tabakalaşması: Tabakalar ve sınıflar arasında geçişin belirli katı kurallara bağlı olarak gerçekleştiği tabakalaşma türüdür. Örneğin, Âhi teşkilatına kayıt olabilmenin özel şartları olması gibi.

c. Kapalı sınıf tabakalaşması: Tabakalar ve sınıflar arası geçişe hiçbir şekilde izin verilmeyen tabakalaşma türüdür. Örneğin, Hindistan’daki kast sisteminde köleler hayatı boyunca köle olarak kalır.

2. Toplumsal Hareketlilik
Sosyal tabakalaşma yapısı içinde tabakalar veya sınıflar arası geçişe denir. İki tür hareketlilik vardır.

a. Dikey hareketlilik: Toplumda tabakalar yönünde aşağıya veya yukarıya doğru geçişlerdir. Dikey hereketlilikte, gelir düzeyine, eğitim düzeyine, statü ve prestije bağlı olarak yaşama biçiminde belirgin değişiklik olur. Örneğin, sendika başkanının devlet başkanı olması gibi.

b. Yatay hareketlilik: Aynı tabaka içinde sınıflar arasındaki geçişlerdir. Yatay hareketlilikte yaşama biçiminde belirgin değişiklik olmaz. Örneğin, bankada çalışan bir memurun serbest muhasebeciliğe başlaması gibi.

3. Sosyal Statü ve Anahtar Statü
Bireyin toplum içindeki yeri, konumu o bireyin statüsünü ortaya koyar. Bireylerin toplum içinde aynı anda birden çok statüsü olabilmektedir. Örneğin, öğretmen olan birinin aynı zamanda kooperatif başkanı veya dernek üyesi olması gibi. Bu statüler içinde birey için asli olanına anahtar statü denir.
Bireylerin sahip oldukları statülerin bir kısmı doğuştan getirilir. (verilmiş statüler) zencilik, bayan olmak gibi. Statülerin bir kısmı da sonradan toplumda kazanılır (kazanılmış sta-tüler). Başkanlık, öğrencilik gibi.

4. Sosyal Rol ve Rol Çatışması
Bireyin satüsüne uygun olarak toplumun beklentileri doğrultusunda gösterdiği davranış kalıplarına sosyal rol denir. Sosyal rol statülerin dinamik yönünü oluşturur. Bireyler aynı anda birden çok statüye sahip olduklarından, birden fazla rolü de oynamak zorunda kalırlar. Eğer bireyler statülerine uygun rolü karıştırırsa rol çatışması yaşanır. Örneğin, bir zabıta arkadaşının işyerlerini denetlerken duygusal hareket ederse rol çatışmasına düşmüş demektir.

5. Sosyal Prestij
Bireyin toplumdaki saygınlığına sosyal prestij denir. Prestij, bireyin saygınlığına bağlıdır. Ancak aynı statüdeki insanların saygınlıklarının farklı olması, prestijin kişisel özelliklere bağlı olduğunu gösterir.

• TOPLUMSAL KURUMLAR
Toplumdaki ortak ve temel ihtiyaçların (beslenme, barınma, korunma gibi) giderilmesine yönelik sosyal ilişkilerin ortaya koyduğu yerleşmiş davranış kalıplarının bütünlüğü temel toplumsal kurumları ortaya koyar. (Aile, ekonomi, siyaset, din, eğitim kurumları) Bu kurumlar toplumda hakim olan değer ve normlara göre şekillenir. Dolayısıyla kurumlar toplumlarda ortaktır; ancak toplumlara göre farklılıklar vardır. Bu farklılıklar toplumsal farklılıkları da anlatır. Çünkü toplumsal kurumlar, toplumu şekillendiren en temel öğelerdir.

Toplumsal Kurumların Özellikleri
1. Her toplumsal kurumun kendine özgü yapısı ve kuralları vardır.
2. Toplumsal kurumlar ihtiyaçlardan doğduğundan, ihtiyaçların karşılanmasında işlevseldir. Ancak zamanla bu işlevleri değişebilmektedir.
3. Toplumsal kurumlar her toplumda vardır. Ancak toplumdan topluma ve zamanla değişme gösterirler.
4. Toplumsal kurumlar toplumların iskeletini oluşturduğundan, kurumların hızla değişmesi ya da değişmeye zorlanması bunalımlara yol açar.
5. Toplum bütünlük gösterdiğinden, kurumlardan birindeki değişme diğerlerini de etkiler. Örneğin ekonomideki gelişme aile kurumunu çekirdek yapıya dönüştürmektedir.
6. Kurumların toplumdaki önem ve güç dereceleri birbirinden farklıdır. Bazı toplumlarda din kurumu, bazı toplumlarda siyaset veya ekonomi kurumu etkili olabilmektedir.
7. Çağdaş toplumlarda bir kurumun bazı işlevlerini diğer kurumlar üstlenmiştir. Örneğin ailenin bazı işlevlerini eğitim kurumu üstlenmektedir.

A. AİLE KURUMU
Soy bağı ve duygusal bağlarla birbirine bağlı, hak ve ödev anlayışıyla hareket eden bireylerin oluşturduğu sosyal birliktir.

1. Ailenin Özellikleri
a. Her toplumda vardır (Evrenseldir) ve her toplumda çekirdek niteliği taşır.
b. Duygusal temele bağlıdır.
c. Kendine özgü yapısı ve kuralları vardır.
d. Toplumdaki değer ve normlara göre oluşarak şekillenir.
e. Üyeler arasında samimi, içten bir ilişki olduğundan birincil grup özelliği gösterir.

2. Ailenin İşlevleri
Ailenin işlevlerini dört grupta incelemek mümkündür.

a. Ekonomik: Aile üreten, ürettiğini tüketen gruptur. Üyelerin beslenme, barınma, korunma, ihtiyaçlarını karşılaması ailenin ekonomik işlevini ortaya koyar.

b. Biyolojik: Üyelerinin temel nitelikteki güdülerinin doyurulmasını sağlar. Ayrıca, neslin devamını gerçekleştirir.

c. Psikolojik: Ailenin, duygusal bağlarla bağlı üyelerden oluştuğunu söyledik. Çocukların sevgi ve şefkatle himaye edilmesi bu işlevini örneklendirmektedir.

d. Eğitim ve sosyalleştirme: Doğan bebeklerin biyolojik bir canlılıktan sosyal bir kişiliğe geçmesi aile sayesindedir. Aile, toplumun değerlerini, normlarını, gelenek ve göreneklerini çocuğa aktararak sosyalleşmesini sağlar. Böylece konuşmaktan giyinmeye, beslenmeden çalışmaya kadar toplumsal ilişki ve davranış kalıplarını çocuk ilk defa ailesinden öğrenir.

3. Aile Türleri
a. Egemenliğin verilişine göre
aa. Maderşahi (Anaerkil) aile: Kadının egemen olduğu aile türüdür.
ab. Pederşahi (Ataerkil) aile: Erkeğin egemen olduğu aile türüdür.
ac. Modern (Eşitlikçi - demokratik) aile: Egemenliğin kadın ve erkek arasında paylaşıldığı, kararların ortak alındığı ailedir.

b. Üye sayısına göre
ba. Geleneksel geniş aile: İkiden fazla kuşağın birarada oturduğu ailedir. Aile daha çok üretici yapıdadır.
bb. Çekirdek aile: Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşur. Tüketici yapıdadır. Görevlerinin bir kısmını diğer kurumlara devretmiştir. Ailede duygusal bağlar güçlüdür.

4. Evlilik ve Evlilik Türleri

a. Eş sayısına göre
aa. Monogami: Tek eşle evlilik
ab. Poligami : Çok eşle evlilik
— Polijini : Bir erkeğin birden fazla kadınla evliliği
— Poliandri : Bir kadının birden fazla erkekle evliliği

b. Yerleşme çevresine göre
ba. Matrilokal: Erkeğin, kadının aile çevresine katıldığı evlilik türlüdür.
bb. Patrilokal: Kadının, erkeğin aile çevresine katıldığı evlilik türüdür.
bc. Neolokal: Eşlerin bağımsız olarak ayrı yerleşme çevresine katıldığı evlilik türüdür.

c. Eşin seçildiği gruba göre
ca. Endogami: Grup içinden evlenme (Kast sisteminde olduğu gibi)
cb. Ekzogami : Grup dışından evlenme

d. Eş seçimine göre
da. Levirat: Kocası ölen kadının, kocasının erkek kardeşiyle evlenmesi
db. Sororat: Karısı ölen erkeğin, karısının kız kardeşiyle (baldızla) evlenmesi

5. Boşanma
Evlilik sözleşmesiyle oluşturulan aile birliğinin sona ermesidir. Birliğin sona ermesi toplumdaki kurallara göre gerçekleşir. Eşlerden biri öldüğünde veya evlilik geçerli kurallara göre bozulduğunda boşanma gerçekleşir. Yapılan araştırmalarda boşanmanın en önemli sebebi, eşler arasındaki şiddetli geçimsizliktir.

B. EKONOMİ KURUMU
İnsanlardaki sınırsız olan ihtiyaçları sınırlı olan kaynaklarla giderme çabası ekonomi olgusunu ortaya çıkarmıştır. Kaynaklarla ihtiyaçlar arasında denge kurmaya yönelik yerleşmiş ilişki kalıpları da ekonomi kurumunu oluşturmuştur. Sözü edilen ekonomik ilişki kalıpları, üretim - tüketim ilişkileri, alış - veriş ilişkileri vs. dir.
Toplumdaki ekonomik faaliyetler mal, hizmet, fayda ve değer kavramlarını, karşımıza çıkarmaktır.
– Mal
İhtiyaçları karşılamak için değişim amacıyla üretilen unsurlara mal denir. Defter, araba, kumaş, gözlük vs. Bu malların bir kısmı üretim malıdır, bir kısmı tüketim malıdır.
– Hizmet
İhtiyaçları karşılamak için değişim amacıyla ortaya konan etkinliklerdir. Eğitim, ulaştırma, sağlık hizmetleri gibi.
Bir şeyin mal ya da hizmet sayılabilmesi için değişim amacıyla yapılması gerekir. Buna göre kendi beslenmesi için tavuk yetiştiren insan mal üretmiş olamaz.

– Fayda
Mal veya hizmetlerin ihtiyaçları karşılamadaki işlevine fayda denir.
– Değer
Mal ve hizmetlere verilen kıymet derecesidir. Kullanım değeri, değişim değeri, sanat değeri ve anı değeri olarak ortaya çıkar.
Kullanım değeri mal ve hizmetin ihtiyacı gidermedeki faydası, değişim değeri ise piyasadaki fiyatıdır.
Örneğin; bir saat zamanı göstermesi bakımından kullanım değerine, alıcıya satılması bakımından değişim değerine sahiptir. Kullanım değeri olmayan bir malın değişim değeri de olmaz. Aynı zamanda bir saatin sanat değeri ve anı değeri de olabilir.
Bir malın değerini, kıt olması, üretiminde çok emek harcanmış olması, estetik güzelliğinin olması, kültürel değerleri yansıtması vs. etkileyebilir.

1. Ekonominin Unsurları
a. Üretim: İhtiyaçları karşılayarak topluma fayda sağlamak için herhangi bir şeyin yerinde, yapısında, şeklinde değişiklik meydana getirme faaliyetidir. Temel amaç toplumsal fayda olduğu için, başlangıçtan ürün haline gelinceye kadar olan süreç üretim olarak ifade edilir.
b. Üretim faktörleri: Doğa, emek, sermaye ve teşebbüstür. Bu faktörlerden biri eksik olursa üretim olmaz.

c. Tüketim: Üretilmiş olan mal ve hizmetlerin faydasından yararlanmaktır. Sabunu kullanma mal tüketimi, belediye otobüsünden faydalanma hizmet tüketimi olur. Tüketim bir ülkenin gelişmişlik derecesini gösterir.

d. Bölüşüm: Üretilmiş mal ve hizmetlerin, üretime katılanlar arasındaki bölüşümüdür. Milli gelirin, fert başına düşen milli gelir olarak bölüşümünü ifade eder.

e. Değişim: Üretilmiş olan mal ve hizmetlerin değişimini ifade eder. Değişim, mal ve hizmetlerin faydasını artırır.
Para, değer ölçüsü olduğundan değişimi kolaylaştıran bir araçtır. Böylelikle paranın alış-verişi kolaylaştırma işlevi vardır.

2. Ekonominin Parayla İlgili Problemleri

a. Enflasyon: Paranın değer kaybederek alım gücünün düşmesini ifade eder. İnsanlar için hayat pahalılığı oluşturduğundan ve sabit gelirliler aleyhine gelir dağılımını bozduğundan, problem oluşturmaktadır. Genelde arz talep arasındaki dengesizlikten ortaya çıkar. Bu durumda arzın artırılıp talebin kısılması enflasyona karşı alınabilecek bir önlemdir.

b. Deflasyon: Enflasyonun tersi bir durumdur. Arzın talepten çok olması durumunda görülür.
Bu durumda üretimi kısma zorunluluğu ortaya çıkar. Sonuçta işsizlik problemi görülür. Arz karşısında talebi artırmak (reklâm, pazar bulma, taksitli satış vs) denflasyona karşı alınabilecek önlemlerdir.

c. Devalüasyon: Milli paranın, yabancı paralar karşısında değerinin düşürülmesine denir.

d. Revalüasyon: Milli paranın, yabancı paralar karşısında değerinin yükseltilmesine denir.

C. SİYASET KURUMU
Toplumda düzenin sağlanması ve yönetimin gerçekleştirilmesi için ortaya konan yerleşmiş ilişki kalıpları siyaset kurumunu oluşturur.

1. Başlıca Siyasi Kurumlar
a. Devlet: Belli bir toprak parçası üzerinde örgütlenmiş, siyasi ve hukuki yaptırım gücüne sahip üstün bir otoritedir. Devlet, toplumsal kurumların işleyişinin denetim ve gözetimini sağlar.
Devlet egemenlik esasına dayanır. Devletin egemen olması yasama, yürütme, yargı güçlerini elinde bulundurmasına bağlıdır. Dolayısıyla devlet sosyal kontrolü sağlayan en büyük sosyal gruptur. Devlet içinde bu güçler ayrı organlarca temsil edilir. Bu duruma güçler ayrılığı denir. Güçler ayrılığı, kişi hak ve hürriyetlerinin korunması adına demokrasinin bir gereğidir.
Dolayısıyla devlet, sosyal kontrolü sağlayan en büyük sosyal gruptur.

b. Hükümet: Devletin idare yetkisini kullanan yürütme organıdır. Ülkemizde Cumhurbaşkanı ile Bakanlar kurulu yürütme organını oluşturur.

c. Parlemento: Devletin yasama organıdır. Ülkemizde seçimle gelen ve değişik görüş ve düşüncelere sahip partilerce temsil edilen TBMM yasama organını oluşturur.

2. Siyasi Yönetim Şekilleri

a. Baskıcı yönetim: Politikaların belirlenmesinde, kararların uygulanmasında tepeden inme bir zorlama vardır.

b. Demokratik yönetimler: Bu yönetimlerde düşünce hürriyeti vardır. Sistem, farklı görüş ve düşüncelerin yönetimde söz hakkına sahip olacak şekilde oluşturulmuştur. Demokrasilerde kişi hak ve hürriyetlerini tanıyan ve onlara saygılı davranan anlayış hakimdir. Buna göre insanlar seçme seçilme hürriyetine, fırsat eşitliği hakkına sahiptir. Çok partili sistem ve seçimler demokratik yönetimlerin vazgeçilmez unsurlarıdır.

3. Seçim ve Seçim Sistemleri
Demokrasinin bir gereği olarak seçim, yöneticileri belirlemek için yapılan bir uygulamadır. Bu uygulama iki ayrı sistem olarak karşımıza çıkabilmektedir.

a. Çoğunluk sistemi: Herhangi bir seçimde en fazla oy alan kesimin yönetimi gerçekleştirme hakkını kazanmasıdır.

b. Nisbi temsil sistemi: Yönetime katılan kesimlerin aldıkları oy nispetinde yönetimde temsilci bulundurma hakkını kazanmasıdır. Bu sistem farklı görüş ve düşüncelerin mecliste temsil edilmesini sağladığından, halk iradesinin daha iyi yansıtılmasını sağlamaktadır.

https://alirizaurlu.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz